Buraya her gelişimde aynı yere otururum. Aynı çok beklemiş
çay, acı. Bir yudum alır, vereceğim paraya üzülürüm. Ama olsun. Manzarası
vardır buranın, bir de çaycı abisi. Çay ve teşekkürler dışında bir diyaloğumuz
olmamıştı o güne kadar. O gün, ben sigaramı unutmuşum. Bıraksam şu mereti. Acı
çaya vereceğim paraya az ekleseydim de, kuru kuru sigaramı içseydim. Yüzümden
mi okundu bilmem, "Sigara alır mısın abla?" dedi çaycı abi. Uzun uzun
cümlelerle, mahçupluktan kıvranarak aldım bir dal. Gitti tezgahın yanına,
yüzünde kocaman bir gülümsemeyle, manzaraya bakarak içti sigarasını. Benim
içtiğim bana öyle keyif vermedi. Bakakaldım. İyilik yapma keyfi olsa gerek bu,
diye düşünmüştüm, ne iyi insan. Bahşiş bıraksam ne güzel olurdu şimdi. Biraz
daha param olsa. Sigara alırdım. Bahşişe gene param kalmazdı. Başka zaman
bırakırdım. Hiç bırakamadım.
1 yorum:
böyle arada sırada bloga yazarsan bizler de alırız bir dal, oluşur yüzümüzde bir gülümseme :)
Yorum Gönder