5 Şub 2010

Kimi beklerken?

Godot'yu Beklerken.


O'nu beklerken biraz tartıştık kendi aramızda. Didi ve Gogo ile. Biraz da Beckett hakkında oldu bu sanırım..

"Bütün bildiğim şu: Saatler geçmek bilmez ve bu koşullarda bizi, vakit geçirmek için türlü türlü nasıl desem - ilk bakışta makul gözüken, ama zamanla monotonluğa dönüşecek oyunlara başvurmaya zorlar. Böylece aklımızı kaybetmekten kurtulduğumuzu söyleyebilirsin. Kuşkusuz doğru. Ama aklımız uzun süredir dipsiz derinliklerin bitimsiz gecelerinde dolanıp durmuyor mu zaten? Bazen bunu soruyorum kendime". (s.104, 105)

Yine de oyun oynamamız mantıklı. Monotonluğa dönüştüğünde oyunu değiştirebilirsin. Oyunu değiştirmek monotonlaşmaya başladığında aklını kaybetmeye ilişkin bi umut beslemeye başlamışsın demektir. Eğer bu umudun "kurtulmak için" ise ve aklımızı kaybedemiyorsak, kurtuluş orada değildir zaten. Aklımız zaten alıp başını gitmeye alışkınsa, ne delirebiliyorsundur ne de stabil kalıyorsundur.
Bu durumda söyleyebileceğim tek şey, "aramıza hoş geldin" olurdu. Ama ben ev sahibi değilim ve - bu örnek üzerinden konuşmak gerekirse - müsafirperver de olamam.

"Yaşamış olmak onlara yetmez. Bir de bahsetmeleri gerekir." (sf. 80)
Hayatımda her zaman "onlar" dedim, hiç bir zaman "onlar"dan olmadım. Senin yüzünden Beckett, şimdi oldum. Var olduğunu kanıtlamak için bir done istiyorsan,
beni "onlar" yaptığın bu cümleni ve kralı çıplak gördüğün bu anı baz alabilirsin. Sevgiler, Nefin.

"İnsan biliyorsa eğer. Sabretmekten yılmaz. Ne beklemek gerektiğini biliyorsa. Endişeye mahal yoktur. Sadece bekler. Artık alıştığımız gibi." (sf. 48)
Alıştığın zaman daha anlamlı geliyor filan değil!
Sadece alıştığını idrak ettiğin için, beklediğin şey/nesne/öznenin anlamını yitirmiş olduğunu düşünsen de, neden beklediğini biliyor olduğun için kendini daha iyi hissediyor olursun ancak.
Durumu değiştirmez bu.
Sadece biraz daha anlamlandırır - göreceli olarak.

"Daima bir şey buluruz değil mi Didi, bize var olduğumuz izlenimini verecek?..." (sf. 89)
Daima buluruz.
Var olduğumuz izlenimini edindikten sonra ise gerçekten var olduğumuzu ispat etmek için çabalamaya başlarız büyük ihtimalle, değil mi Beckett?
Evet. Tabiiki değil.
Ben de öyle düşünmüştüm:)
(Didi, bu arada internet günlüğümü okuyorsun değil mi..Tede!:)

Hiç yorum yok: