21 Oca 2009

Tak Tak Tak...

İki kadın arasındaki iktidar mücadelesinin kamuya mal olduğu yer bu seslerde gizlidir: Tak, tak, tak...Topuklu ayakkabının iktidar sesleri... Sosyal ortamda var olan yerini kaybetme endişesi taşıyan bir kadın, eğer rakibi topuklu ayakkabı giyiyorsa farklı bir kulvarda mücadele ediyordur artık. Bundan böyle Kıran kırana değil Kadın kadına bir mücadele yaşanacaktır! Kadın kadına bir mücadeleden daha kötüsü ancak duvarda öldürülmüş sivrisinek ölüsüne yalnışlıkla el basmaktır. Kadınların arasında gizil mekanizmalar vardır. Dialogsuz halledilebilecek pek çok konu... Arzu ederseniz çözümlememizi örnekler üzerinden sürdürelim: T- Aaaa saçların bugün çok güzel olmuş, farklı bir şey mi yaptın? (Sonunda banyo yapabildin neyseki.Pis.) S- Yoo özel bi şey yapmadım, öyle yataktan kalktığım gibi geldim işte..(Sırrımı sana söyliyim de sen de yap, övgü payeme ortak ol dimi. Nah.) T- Haa bana farklı geldi ne biliyim...(İnanmıyorum sana salak karı. kesin bişi yaptın saçına! Banyo mu yaptın, yoksa köpük filan mı sürdün..Var bişi. Yalancısın.) S- Hmm yok işte sabah halim.. (Ben her halimle güzelim oh canıma değsin!Sabah 1,5 saatimi ayrıdığım saçlarımın sırrını asla öğrenemeyeceksin. Kıskanç.) T- Valla sen her halinle güzelsin şekerim...Ne oldu o çocuk hala aramadı mı bu arada ah canım benim yaaa... (Ahan da kapak olsun sana! Madem o kadar güzelsin neden aramadı o çocuk seni bi daha, böyle de hatırlatırlar işte adama sabahın köründe ha-hayt! Her haliyle güzelmiş peh! Seni mahvederim ben.) Önemsiz bir konu, küçük bir sohbet...Ama öyle değil. Kadınlar için her önemsiz konu hayati bir mücadeleye dönüşebilir, ya da her küçük sohbet yıllar boyu bünyede taşınacak kin yüklü bir öc alma andına. (Zoruz, zooor...:) Görüldüğü gibi, alt metinler havada uçuşurken biz yalnızca kelimelere dökülen boyutunu algılarız bu tarz dialogların. Anlam kodları bizim algıladığımızdan daha layerlıdır ve bu layerlar üst üste bindiği için biz en son resmi görürken, diğer layerlarda çizgiler çubuklar havada uçuşuyordur. Bu tarz dialoglara gün içinde rastladığımda saçımı başımı yolmak suretiyle oradan koşarak uzaklaşma isteği dolduruyor içimi. (Bağıradabilirim hatta güzel durur). Oysa hayat bu tarz diaologların erkek-erkek, kadın-erkek, cinsiyet-cinsiyet olanlarıyla filan dolu. "Derdimiz bu olsun" diyerek bir başka kadın-kadın dialog örneğine geçeceğim. Bu dialog örneği ise, yukarıda sözü edilen Kadın Kadına bir mücadeleye delalettir. S uzun zamandır iş ortamından uzak kalmıştır. O yokken T ortamı ele almış, S'nin koltuğunu kapma sevdasını alenen belli etmektedir. S bir gün geri döner...T endişelidir. O sabah: T- Aaa hoş geldiniz, uzun zamandır yoktunuz özledik valla, nasılsınız? (..Ne güzel yoktun işte uzun süredir niye geldin ki şimdi!?Özledik filan diyim de seninle bir derdim olduğunu sakın düşünme.Yollicam seni burdan, dur sabret.) S- Hoş bulduk canım, iyi valla ne olsun..Sizler naaptiniz bakiyim ben yokken? ("Canım" dedim, artık seni tekelime aldım. Sen bana "siz" diyedur, ben "canım" der demez seni zaten avucumun içine aldım kızıııım! Hem son sorumla da yaramazlık yapan küçük çocuklar yerine koydum seni ahaha! Bittin sen artık.) T- Naapalım işte işleri güçleri hallettik..Siz de uzun süredir uzak kaldınız, ben işlerin son durumunu aktarayım size takip edebilin valla karışık durumlar... (Geri kaldın yavrrrum! Sen yokken çok sular aktı köprünün altından. Artık burda beni bilir bana sorarlar her şeyi. Sen istediğin kadar takla at, tırıs gider oooh!..) S- Ben zaten herkesi tek tek çağırıp konuşucam işlerin üzerinden canım, teşekkürler. (Aha ye bakalım ikinci canım'ı da böğrüne, otur oturduğun yerde. Teşekkürümü de eder, saygınlığımı korurum. Ben senden daha yukarıdaydım kızım, gene yukarıda olacağım. Öyle koltuğu kapmak kolay değil, yürrrrüüüü!) ...Ve sonra arkalarını dönüp yürümeye başlarlar...O da nesi! Tak Tak Tak...Birinden ses geliyor diğerinden gelmiyor, aman tanrım! T topuklu ayakkabılarının sesi iç mekanda yankılanarak yürürken, dialogda kazanmış olan S, yürüyüşte kaybetmiştir! Bu affedilmez hata, izleyiciler tarafından fark edildiği için kazanan açıklanıyordur zihinlerde: T! T! T! Ertesi gün iç mekanda yankılanan Tak Tak Tak sesleri çarpı 2 olmuştur. Bu güç mücadelesinde kulvar değiştirildiği artık izleyiciler için bile aşikardır. Bundan sonra işler karışacak, alt metinler dialoglara taşınmaya başlanacaktır belli ki... Yarın ise artık topuklu ayakkabı ökçelerinin santimleri hesap edilecek ve 10cm'ye 7cm hesabıyla daha yüksek topuk giyerek iktidarını perçinlemiş olan T, günü yengiyle kapatacaktır. Eve giderken 10cm'lik topuğu kaldırım arasına sıkıştığı için kırılacak ve T bileğini burkmak üzere düşeyazarken aklından S ile ilgili yalnızca şunu geçirecektir: "10 cm kızım boru mu bu! 10 cm topukla bitirdim işini seninn!!!" Yanlış. Hepsi çok yanlış. NOT: Burada verilen ikinci örneğin gerçek yaşamla uzaktan yakından ilgisi yoktur. Ben de zaten uzaylıyım. Arkadaşım da ağaca çıkıp amuda kalkarak "dal sarkar" tekerlemesini söyleyebiliyor. Bütün notlarım 5. Ve dünya da yaşamak için çok güzel bir yer...:)

Hiç yorum yok: