17 Eki 2008

Topuklu ayakkabının duygusal açılımları

Bugün topuklu ayakkabı giydim. 
Bu benim için önemli, çünkü normalde iş gereği giydiğim bir ayakkabı türüyken, bugün kendi isteğimle, tüm hür irademle, ant içerek giydim. 
Topuklu ayakkabının kadına hissettirdikleri gerçekten ilginç. (Kendimi "Kadın" olarak tanımlamak şu an bana gurur verdi. Demek ki artık Asiye nasıl kurtulur benim için bir çocukluk filmi olmaktan çıkacak, Kadının adı yok derken aslında ne kast edildiğini daha iyi anlayabileceğim. Ya da abim "Kadınnnnn" kelimesini tınlatarak, bizim gibilerin anlamsız haraketlerine bir tür açıklama getirdiğinde kendimi savunma yapabilecek konumda görebileceğim. Hmm..). İlginç, çünkü bir şekilde ahengin değişiyor..Bir haller oluyor, daha yavaş ve ağır ablalar gibi yürüyorsun (topuklu ayakkabının fiziki sonucu olarak aslında), samimi olmayan bir gülümseme yüzüne otursa kimse yadırgamaz mesela ya da karşıdan karşıya geçerken sen, arabalar yol filan verebiliyor.. "Abla paranızın üstünü unuttunuz" yerine "Hanımefendi, paranızın üstü.." gibi "gerisini siz anlarsınız zaten, haşa" mantığında eylemsiz cümleler kurabiliyorlar sana karşı. Muhtemelen küfür etsen şaşırırlar, muhtemelen ayağın takılıp düştüğündeki rezil olma katsayın, spor ayakkabıylayken olandan kat kat fazla olacaktır ve insanlar gülme gereği bile duyabilirler topuklu ayakkabılı bir kadın düştüğünde. 
İktidar sembolü olmasını da anlıyorum işte bu yüzden. Daha bir kaale alınırsın sanki, söylediğin cümlenin vurgusu her zamankinden farklıymış gibi gelir insanlara. Belki biraz daha anaç hissedersin kendini, ya da daha seksi. 

Hepsinden öte, ben bugün kendimi yaşlanmış hissettim. Sanki birkaç yaş daha büyükmüşüm gibi hissettim. Topuklu ayakkabı giydim çünkü; teyzeler gibi, anneler gibi..büyük kadınlar gibi. İnsan algıları bir tuhaf azizim... 

Hiç yorum yok: