14 Şub 2008

lomography

Bir fotoğraf makinesi türü bu. Lomo. Kendine özgü bir manifestosu ve anlam kodu var. Bir tür pazarlama şahanesi:( Yine "ne alaka" bir yerden, "ne alaka" bir diğer yere doğru gitmiş her şey.
(www.lomography.com)

"Bel hizasından fotoğraf çekin, bakmadan/düşünmeden çekin, kuralları boşverin, özgürce fotoğraf çekin.." gibi bir mantığı var. "To become a lomographer" diye bir tabiri var, Lomografi Toplumu var...Kendi "Özgür" kuralları var kurallara başkaldırdığı...(!)
Eski bir makine olan Lomo'yu hayata geçiren bu proje gerçekten de başarılı görünüyor. Bu tarz başarıların neredeyse tamamında görülen içsel sakatlık bunda da var tabii. Fotoğrafçılığa özgü "kurallar" o kadar daraltmış ki insanoğlunu, adem bir gün başını kaldırmış ve gökyüzüne bakarak: "Bundan sonra ışık ayarı yok, bundan sonra titretme derdi, tripod yükü yok! Bundan böyle özgürlük var, kırlarda koşarken, yerde yuvarlanırken çekilen fotoğraflar var, daha az emek harcayarak daha fazla fotoğraf çekmek var oo yea!" demiş besbelli ki, fotoğrafçılağa özgü o kuralların insanların imanını kuruttuğu o dönemlerde ve herkes bu isyana destek olmuş, özgürlüğe kardeşliğe barışa inanmış, kendini yaşama adamış, hep bir ağızdan "Özgürüz, çünkü daha az özenle hemencik fotoğraf çekebiliyoz artık!"diye nidalar atarak belki de Taksim meydanında çoktan yürüdüler ve böyle bilinegeldi William Valace'ın öyküsünü bastıracak kudretteki "Baskıcı kurallara karşı özgürlüğün peşini bırakma!" Lomostory'si...

Tüketimi artırmak için zeki dimağların kullandığı önemli bir silah da, içini istediğin gibi doldurabildiğin kavramlardan biri olan "Özgürlük" tabi, doğrudur (önce boşalt, sonra başka türlü doldur kazı yanmasın...Baudrillard'a saygıyla be hey!).

Kıldır yündür özgürlük, aktır karadır, Gaydiriguppa eminenin ta kendisidir.

Hiç yorum yok: