24 Şub 2007

sn.istanbul dedi

pekala.

ne dinliyorum? tori amos blood roses. ne değişmiş hayatımda?

kriter müzik olduğunda, hayatı takip etmek çok kolay oluyor. aristoteles'i harcamak için haydi hep birlikte: o zaman da blood roses dinliyordun, şimdi de dinliyorsun. aynı kişisin işte aynı aynııı!

bu yazımda büyük harf kullanmayacağım. büyük harfin getirdiği kararlılık ve bir nevi agresiflikten tamamen uzağım çünkü şu an. yumuşak g kullanmak bile çok hoşuma gitti, öyle söyleyim neyleyim. ne ileyim? ne ileyim ne ve.

istanbul bugün çok soğuk. hangi espriyi yaptıysam gülmedi, hangi şarkıyı söylediysem eşlik etmedi. gel dedim, çikolata alayım sana, hani bol da sütlü. istemedi. e madem gel beraber denizine bir yüz sürelim, yok dedi, dergah bellemedi. peki dedim. sabreyleyim.. yürüyelim az? hani senin "pis" havan ciğerlere sigaradan daha iyi geliyor. ne dersin dedim. ne dersem derim onu demem dedi. [ne+de(+rsem+rim)+onu+de(mem+di)]. hımm dedim. iki "m" ile söyledim, ciddi olduğumu anlasın istedim. ciddiyet "m" ile olmaz dedi. pek gıcıksın dedim, gıcık senin yamuk türkçendir dedi. ne demek şimdi o öyle? diye uzun bir soru cümlesi kurdum. küçük yerine gıcık dedim sandığını söyledi. ben? koskoca istanbul'a küçük diyeceğim? hem de yumuşak g ile yazarak?!! tepki vermedi. (bu tarz türkçe kullanımına tepki vermek de zordur zaten. istanbul'un suçu değil. her şey onun suçu, ama bu değil.) ben dedim, gidiyorum. dönersin dedi. e hadi bakalım dedi. iyi madem dedi. dedi, dedi de.. onu demedi.

sn.istanbul dedi, hoşgeldiniz.
siz hoşgeldiniz efenim.
efenim?
"siz hoşgeldiniz" dedim.
evet, sağolun efenim.
"hoşgeldiniz" diyerek sağolamam, ama iyi niyetinize teşekkürler.
niyetime teşekkürü bir borç bildiniz bakıyorum sayın dedi?
borç bilmedim. borç bilmem harç bilmem, bileni de sevmem.
kızmayın efenim.
evet ben bir efenim.
sayın dedi, yapmayın ama böyle.
hep yaparım hiç yapmam.

Hiç yorum yok: